| Gündüz Ökçün ve Uğur  Mumcu
 Son yazımda ülkemizin dış siyasetinde çok önemli gelişmeleri  yorumlamak zorunda kalmıştım, bu nedenle yaşamımda çok özel yeri olan iki  önemli şahsiyetten söz edeceğim.
 
 Bunlar eski dış işleri bakanlarımızdan Gündüz Ökçün ve bugün  yaşasaydı Türkiye asla bugünkü duruma düşmezdi diyen ve bugünleri planlayan,  hainlerce öldürülen Uğur Mumcu.
 
 Gündüz Ökçün;
 
  1977  yılında başbakan Bülent Ecevit’in dış işleri daha o günlerde Afrika ülkelerine  açılım projesini uygulamaya konmuştu “Bu konuyu daha iyi algılamamız için 30 Ocak  2020 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki makaleyi lütfen okuyunuz.” 
 Sayın Ökçün Rusların “Bizi en fazla yoran Türk dışişleri  bakanı Ökçün’dü, ancak kendisine saygı duyuyoruz” demelerinden haklı olarak  onur duyarak söz ederdi.
 
 Sayın büyükelçi eşinin rahatsızlığı nedeni ile İzmir’e  yerleşmesi gerekiyordu. Emekli maaşı ile yaşamına uygun bir ev arıyordu, fakat  emekli maaşı yetmemişti. Gündüz Ökçün 1986 yılında vefat etti kendisi üç lisan  biliyordu.
 
 Bugün biliyoruz ki değil üç lisan bilmek Türkçeyi bile doğru  dürüst konuşamayan kişiler bir yıllık kazançları ile onlarca daire sahibi  olabiliyorlar!!!
 
 Uğur mumcu ile  unutulmaz bir anı;
 
  1980’li yıllar, Türk siyasi tarihinin en karanlık  yılları.  Siyasetçilerin arasındaki  sorunlar aslında albaylıktan yukarı terfi edemeyecek olan Kenan Evren’i Genelkurmay  Başkanlığına taşımıştı. ABD’nin kanlı darbesi günleri, bu ülkenin en değerli  delikanlı kızlarımızın aslan gibi delikanlılarımızın işkence gördükleri yıllar,  pek çok gencimizin ise ülkeyi terk ettiği yıllar, yani ülke tarihimizin en  karanlık günleri… 
 Kenan Evren hem anayasa değişikliği yapıyor, hem de  cumhurbaşkanlığı adaylığı için uğraşıyor, karşı çıkanlar ise hapsi boyluyor. İşte  o günlerde Avrupa birliği bu seçimleri tanımayacağını açıkladı seçimler için muhalefet  de görev almalıydı. Ancak ortada muhalefet yapabilecek hiç bir sendika  kalmamıştı üzerlerinden adeta silindir geçmişti.
 
 Görev bu nedenle Türk mimar mühendisler odasına verildi. Ancak  onlar görevi İnşaat mühendisleri odasına devretti odamızın genel merkezi maddi  yetersizlikleri nedeni ile İzmir İnşaat Mühendisleri odasını görevlendi.
 
 Ben toplantıya rahmetli Uğur Mumcu ve genç fidanlarımızı  savunmasını yapan Halit Çelenk’i davet ettim. Her iki konuk da öylesine etkili  konuştular ki dinleyenler gözyaşlarını tutamıyordu.
 
 Kenan Evren’in saltanatının yıkıldığı hissettim o gün. Rahmetli  Uğur Mumcu bugünlere kadar yaşasaydı, biz bugün dünyanın en saygın ülkesi olurduk.  İşte hain ve karanlık güçler bu nedenle katlettiler onu.
 
 Kenan Evren’e gelirsek, ülkemizde bu despot şahsa 15 bin  plaket verildi, yalaklığın sınır tanımadığı günlerdi. Bu plaketler denize  atılamadı çok kirlenir düşüncesi ile toprak kazıldı ve üstü kireçlenerek  gömüldü.
 
 Ayrıca 150 okula, yüzlerce caddeye ve pek çok meydana ismi  verildi.
 
 Şimdi tek bir tanesi bile yok
 
 Meraklısı için bir “çılgın  proje” teklifim var.
 Önce şu habere göz atalım, saman fiyatları aşırı ölçüde arttı  ve saman ithal etmek zorundayız. Nedeni ise iç Anadolu bölgemizde buğday  üretiminin azalması. Nedeni ise iklim krizi ve küresel ısınma sonucu, yer altı  su seviyesinin çok aşağılara düşmesi. Her bölgede obruklar oluşuyor.
 
 
  Şimdi de Eskişehir bölgesinde tehlikeli obruklar oluşmakta… 
 Başta yörenin en büyük göllerinden Burdur gölü de hızla  kuruyor ve yine yörede 30’u aşan sulak alanlar ve yine uzmanların uyarısına  göre onlarca dere tamamen kurudu.
 
 Biz Orta Anadolu’yu bu kuraklık illetinden kurtarmak  zorundayız. Bence gerçek ülkemizin gerçek beka sorunudur.
 
 
  Çılgın proje önerim; Karadeniz’in yüksek kotların- daki suları  İç Anadolu’ya aktarmaktır. Benim yaklaşık tahminim bu projenin maliyeti 50  milyon dolardır. Bu maliyet sadece 2-3 yılda geri kazana-biliriz.
 
 Not: Daha önce Toroslardan mavi akımla Konya ovasına gelen  su şimdi tarımsal sulama yerine Konya Belediyesinin içme suyu olarak  kullanılıyor.
 
 Dış siyaset üzerine…
 Ülkemizin şu anda en önemli sorunu İdlip sorunu olarak görünüyor.
 
 Bu yazıyı yazdığım sıralarda Rusya ile ilişkilerimiz iyice  gerilmiş gibi fakat ben Suriye ile ülkemizin bir savaşa gireceğine hiç ihtimal  vermiyorum. Böyle bir savaşa ne Rusya ne İran nede Avrupa ülkeleri asla izin vermezler.
 
 
  Uluslararası siyasetin kuralları; bir zamanlar dünya  diplomasisinde birbirleri ile gerilimi olan ülkelere ziyaret eden ülke  yetkilileri her ikisini de ziyaret ederler. Örneğin Yunanistan’ı ziyaret edecek  bir gün sonra Ankara’ya gelirlerdi. Örneğin İsrail’i ziyaret eden lider mutlaka  Filistin’e de uğrardı. Geçtiğimiz yıllarda Papa bile bu kurala uymuştu. İşte bu  kuralların biri de yıllarca aralarında büyük bir gerilim yaşayan Hindistan ile  Pakistan arasındadır. 
 Ancak sayın cumhurbaşkanımız sadece Pakistan’a gitti, ertesi  gün Hindistan yetkilileri büyükelçimizi bakanlığa çağırarak üzüntülerini  bildirdi.
 
 Bugün Hindistan uzay teknolojisinde çok ilerlemiş, yazılımda  dünyanın en ileri ülkesi. Ve bu ülke için pek çok uzman en geç 3-4 yıl içinde  gerek nüfus gerekse kalkınmışlık düzeyinde Çin’i geçeceğinden söz ediyorlar.
 ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son  yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:http://www.osmanakbasak.com/
 Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html
 |