07 Haziran 2017
 
Türkiye jeopolitiğinde yeni tehditler...

Küresel jeopolitik savaş tüm gücüyle devam ediyor. Ne yazık ki ülkemin evrensel çıkarları doğrultusunda bu savaşı yönetmekte denklem dışına çıkmasında veya (çıkarılmasındaki) kaygılarımı ifade etmek istiyorum. 2017 yılını tarih; dünya dengelerinin hızla değiştiği ve yeni bir dünya düzeninin kurulma başlangıcı olarak yazacak. 

Ülkemiz bu dönemde Ortadoğu bataklığına savrulmuş küresel güçlerin güdümünde bir ülke mi olacak? Örnek biz Astana'da mıyız, Cenevre'de miyiz, Avrasya bloğunun üyesi mi, yoksa NATO çıkarları doğrultusunda mıyız? S400'leri Rusya'dan alabilecek miyiz? Çin'in "Bir yol bir kuşak" olarak şekillenen Asya altyapı bankasının mı yanındayız yoksa dünya bankasının kıskacında mı olacağız? En son ziyaretçimiz Almanya Dışişleri Bakanı'nın ifade ettiği gibi ortak pazara devam mı? Yoksa hızla gelişen Avrasya bloğunun ekonomisi mi önemli?

Avrasyacılık teorisinin kuramcısı Aleksandr Dugin  (aynı zamanda Putin'in danışmanı) jeopolitiği nasıl değerlendiriyor bakalım; "Jeopolitik siyasi ekonomik ve kültürel olayların gelişiminde ideolojilerin değil ülkenin coğrafi konumunun ve bu konumun getirdiği şartların ve ihtiyaçların belirleyici olduğunu savunan bilim dalıdır."

O zaman Sayın Dugin'e soralım; Türkiye'nin coğrafyası Rusya'nın güvenliği için çok önemli ise Karadeniz ve Boğazlar dışında Doğu Akdeniz Kıbrıs ve özellikle de Karpas yarımadasını da düşünün... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıyın yani... Şu anda Kıbrıslı Türk yetkililer New York'talar, acaba beyinleri mi yıkanıyor? BM gözetiminde Avrupa Birliği ve Güney Kıbrıs'a bağlamak için...  Rusya'nın Tartus üssünün güvenliği için çok önemli olan Karpas'ın jeopolitiğini neden göz ardı ediyorsunuz? Siz İran, Kazakistan ve Çin neden Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımıyorsunuz, acaba Avrupa Birliği ve ABD ne der diye mi çekiniyorsunuz??? Ve uyarıyorum, sizler Rusya ve Çin Kıbrıs adası tamamen AB'nin kontrolüne geçerse en büyük zararı sizler görürsünüz...

Yazımı sonlandırmaya karar verdiğimde ABD başkanı Trump'ın ülkesini Paris iklim zirvesinden çekilme kararına ayırmayı düşünüyordum ki daha önce söz ettiğim küresel savaşta savrulduğumuz Ortadoğu bataklığında üst üste çok önemli gelişmeleri yaşadık. Önce Katar'ın (Türkiye'nin Arap dünyasındaki kankası diyelim) Sünni, Vahabi Suudi Arabistan'ın güdümündeki yedi ülkenin Katar'ı dışlaması ve çok ağır yaptırımlar uygulaması. Katar aslında bir devlet değil, hatta bir devletçik bile değil, bir şirketler topluluğu ve ABD'nin Hürmüz boğazı donanmasına ev sahipliği yapıyor. Bu gelişmelerden en zor durumda olan Türkiye olarak görünüyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mız da "Bu gelişmeleri anlamaya çalışıyoruz" demek zorunda kaldı.

Hemen ardından da İran da terör olayı; ABD'nin Suudi Arabistan'a sattığı silahların hedefi belli oldu.  Ortadoğu'da Sünni, Şii çatışması çıkarmak olduğu en aptal kişinin bile bildiği bir gerçek ancak Ortadoğu'da Şii ağırlığı bariz olarak daha güçlü olduğundan Türkiye'yi Sünni bloka dâhil etmek isteyeceklerdir, ülkemiz bu tuzaktan uzak durmalıdır

İklim tehdidi dünyadaki bu savaş çığırtkanlığına dur diyecek bir gelişme yaşanabilir mi? Evet, kim olursanız olun ister ABD'de yaşayan bir milyarder ol ister Afrika'da ki bir zenci ol, ister Eskimo, ister Avustralya'da yaşayan Aborjin ol, ister İsveçli, ister Çinli ol gezegenimizi iki derecelik küresel ısınmaya engel olamazsak gezegenimizi kaybetmek riskini taşıyoruz.

Son söz; GEZEGENİMİZ, DÜNYA PARİS SÖZLEŞMESİNİ REDDEDEN TRUMP'DAN KURTULMALIDIR.