26 Şubat 2016
Baas rejimi nedir, ne değildir?

Geçtigimiz günlerde Sayın Başbakan'ın Mardin'de yaptığı  saçma sapan konuşmanın bir bölümünden söz edeceğim sizlere...

Bu konuşmada Sayın Başbakan; Suriye rejimini "halkını katleden cani, katil, gaddar bir yönetim" olarak nitelendiriyor. Başbakan böyle konuşunca, doğal olarak  medyanın profesyonel yalakaları da rejime karşı saldırıya geçiyorlar. E, kafalarının "jöleli" gibi görünmesini hedefliyorlarsa, doğru(!) yoldalar...

Gel gelelim, Suriye’deki rejimin adı "Baas"dır. Baas'ın ne olduğunu anlamak içinse kütüphanelere gitmek, devasa kitaplara bakmak zorunda değiliz. Günümüzde gerçekler bir tık ötemizde. Artık herkeste tabletler, bilgisayarlar var. Buralara bakıp, "pirelerin nasıl çiftleştiklerini" dahi öğrenerek çevrelerine bu bilgileri aktaran, kültür seviyeleri hakkında gösterişte bulunanların akıllarına, Baas'ın ne olduğuna bakmak gelmeyebiliyor.

İşte ben, onların yerine baktım ve arama çubuğuna "Baas" yazdım:

. Arapça'da "diriliş" anlamına geliyor.
. Kurucuları Hıristiyan, Sünni ve Alevi idi.
. Tüm Arapları, bir ideal etrafına toplamak hedefleniyor.
. Arap halkını, din ve mezhep farkı gözetmeksizin Arap ortak çıkarlarını savunmaya çağırıyor.
. Etkilendiği hareket, Türk Kemalist Devrimi'dir.

Elbette Baas, Batılılarca hiç hoş karşılanmıyor. Ne de olsa petrol gibi bir kaynak, Araplar'a bırakılamaz(!) Emperyalistler, kararlarını çoktan vermişlerdi; Orta Doğu'yu etkileyen üç ulusalcı hareket,  yok edilmeliydi:

Musaddık Fars Milliyetçiliği, Baas Arap Milliyetçiliği ve Kemalist Türk Milliyetçiliği.

Gizli servisler derhal harekete geçti; önce Baas'ın üç kurucu üyesi öldürüldü, ardından Baas rejimini kabul eden ülkeler birbirlerine düşürüldü ve tek kutuplu dünya düzeninde başta Irak Baas rejimi acımasızca yok edilirken, sonrasında Kaddafi'yle Libya ve en sonunda da Suriye Baas rejimi hedef alınmıştı.

Rejim direndi, zaten batılı emperyalistler de treni kaçırdılar -çünkü artık, dünya tek kutuptan oluşmuyordu. Türk Kemalist rejimini ise, tek kurşun atmadan yok olma noktasına getirdiler ki bunu, hainimizin bolluğuna borçlular... 

Eğer merakınızı uyandırabildiysem, şimdi arama çubuğuna "Baas" yazıp arayınız, bakın nelerle karşılaşacaksınız...

Bu arada son bir not: Sayın Davutoğlu, "Suriye'ye girersek, Araplar yanımızda olur mu?" diye sormuş. Türkiye için önemli bir aşama; "Biz yaparız"dan, olası sonuçları sorgulamayı öğrenmiş yetkililerimiz nihayet.

Geçen hafta yazmıştım, bir kez daha yineleyeyim: Türkiye, Suriye'ye girerse; tüm dünya Arapları karşımıza dikilir. Hele hele İslamiyet'ten sapmış Vahhabi Mezhebi'ni kabul etmiş Suudilerle böyle bir maceraya kalkmak, tüm dünya Müslümanlarını karşımıza almakla eş değer. Yine de ben; sınırsız sorumsuzluklarına rağmen, Başbakan'ın ilk kez sorgulama ihtiyacını hissetmesini, önemli bir gelişme olarak nitelendiriyorum.