Yazılarımda daima olayların, gelişmelerin arkasından gitmeyi değil, önünden gitmeyi yeğlemişimdir. O nedenle, 2015 yılını yorumlamayı düşünmüyorum. 2016 yılındaki uluslararası gelişmelerin, ülkemiz için ne gibi fırsatlar ve tehditler içerdiğini yorumlayacağım. (2015 yılı için sadece şunu söyleyebilirim; Cumhuriyet tarihimizin en başarısız dış politika sürecine tanık olduk).

1. Rusya ile kriz daha bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Ancak Rusya, bu tavrını sürdüremez. Türkiye'nin jeopolitiğinin pusuda bekleyen ABD ve NATO'ya devrinin, Rusya'nın küresel stratejisini riske atar ki Rusya böyle bir hata yapmaz. İlişkilerin yıl ortasına doğru düzeleceğini öngörüyorum.

2. Türkiye Orta Doğu politikalarında köklü değişiklikler olacağını öngörüyorum. Sayın Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyaretini bu gözle değerlendiriyorum. Mısır ile ilişkilerinde Arabistan'ı, Irak Merkezi Hükümeti ile ilişkilerinde ise İran'ı devreye sokacaktır. Suriye siyaseti ve Esat ile ilişkilerinde ise şimdilik köklü bir değişiklik beklemiyorum.

3. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve güvenlik güçlerimizin, Doğu ve Güneydoğu'daki terörle ve bölücü örgütlerle yaptığı mücadelede kesin bir zafer kazanacağını umuyorum. Ayrıca bölge halkının güveni kazanılırken, yöre insanımızın ulusal bütünlüğümüze olan güveni de sağlanacaktır -içimizdeki ve yurt dışındaki hainlere inat.

4. İklim değişikliğinin olumsuz belirtileri de bu yıl şiddetini arttırarak devam edecek. Ülkemizde bu yıl, daha fazla bedel ödemeye hazır olmalı. Ülkemiz, adım adım kurak döneme doğru yaklaşıyor; uzmanlar, bu sürecin 6-8 yıl süreceğini tahmin ediyorlar. Bu arada kontrolsüz büyüyen kentleşmeyle de çok zararlar veriliyor. En başta İzmir olmak üzere, pek çok şehrimizde suya erişimde sıkıntıya girebiliriz.

5. Yine 2016'da, küresel gıda sıkıntısının öne çıkarak yeni göç dalgalarını tetikleyebileceğini belirtelim. Buğday gibi bazı ürünler, stratejik ürün ilan edilebilir.

6. Siber saldırılara karşı, özellikle çevremizde güçlenen Rusya, İran, İsrail gibi ülkelere karşı; siber savunma stratejileri geliştirilerek yeni önlemler alınmak durumunda kalınacak.

7. Başkanlık sistemi ya da Yeni Anayasa çalışmaları, yani alenen rejim değiştirme teşebbüsleri; toplumda çok ciddi bir direnişle karşılanacak. "İkinci Gezi" ya da "Yeniden Cumhuriyet Mitingleri" diye adlandırabileceğimiz bu direniş sergilenirken, hiçbir zaman Anayasa'nın ilk dört maddesinin değiştirilmesini ve başkanlık sistemi kabul etmeyecek, boyun eğmeyecektir.

8. Esas mücadele doların tahttan indirilmesine yönelik olarak Çin ile ABD arasında yaşanacaktır. Doların kendini koruma zorunluluğuna karşın, ticaretin dolar dışında kullanılma talepleri ABD'yi rahatsız edecektir. Çin ve ABD arasında ticaretin dolar dışı paralarla yapılmasına ABD izin vermek istemeyeceği için, bu küresel mücadele, Pasifik'te suların ısınmasına sebep olurken; ABD, Rusya'yla gerginliği ertelemek zorunda kalabilecektir.

Yılın ilk sözü: Dış politikayı, iç politikaya, alkışa ve oya feda edenler; halkına büyük ve onulmaz zararlar verirler.