21 Ağustos 2015
Bir Alman ihaneti daha

Haberin kaynağından aynen aktarıyorum; "Almanya'da üniversiteye giden Türk gençlere 'Karşılaştırmalı Edebiyat' dersi adı altında 'Ermeni Soykırımı' tezleri öğretiliyor. 1915 olaylarını bir açık oturumla tartışmaya açmak isteyenlerin ise üniversite kapısından girmesi yasaklandı. Duisburg-Essen Üniversitesi'nde öğretmen adayı Türk gençlere 'Karşılaştırmalı Edebiyat' dersi adı altında soykırım tezleri dayatılıyor.  Almanya'da faaliyet gösteren 'Barış için Diyalog Derneği' de bu dersi veren Türk Profesör Kader Konuk'a mektup yazarak okulda bir açık oturum düzenlemesini talep etti. Dernek yöneticileri yazdıkları 3 mektuba yanıt alamayınca okulda durumu anlatan bir bildiri dağıttı. Rektör, önce okula polis çağırdı, daha sonra dernek yöneticilerinin içeride bildiri dağıtmasını yasakladı."

Şimdi Almanya'nın 1915 Ermeni Olayları ile tarihteki rolünü biraz özetleyelim... 

Gerçekler:
1- İngiltere ve Fransa'nın daha sonra da Çarlık Rusya'nın Osmanlı'yı yok etme planları ister istemez ittihatçıları Almanya ile ittifak etmeye zorladı. 

2- 1913 yılında ilk kez Alman İmparatoru, tehcir olayını ittihatçılara dayattı. Gerekçesi ise; Ortodoks Ermenilerin, Ruslarla daha yakın ilişkisi olmasıydı. Almanya Hindistan'a ulaşmak için Osmanlı topraklarında egemenlik alanı yaratmak istiyordu. Ve bu bölgelerde yapacağı yatırımlar için Ermeniler daha uygundu. Buna karşın, Rusya ile savaşacak Çerkezlerin ise kuzeye doğru Anadolu'ya sürülmeleri gerekirdi. 

3- İttihatçılarda kabul görmedi o zaman bu öneri. Ancak Ermeni çeteleri 1914-1915 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Türk ordularının lojistik yollarını kesip, Türk ve Kürt köylerini yakıp yıkınca yine Almanya'nın dayatması ile tehcir kararını almak zorunda kaldı Talat Paşa.

4- Talat Paşa savaştan sonra Almanya'ya gitti.

5- Almanya'da hayatında hiç Türkiye'ye uğramamış bir psikopat 'Telleryan' tarafından öldürüldü.  Tellarya'nın, Alman gizli servisince tutulduğu biliniyor. Böylece Talat Paşa’nın elindeki tehcirde Almanya'nın rolünün belgeleri de yok oldu. 

Sonuç: Şimdi başımıza bela olan bugün soykırım sahte iddialarına dönüşen tehcir kararında baş sorumlu ülkelerden birisidir Almanya.

PKK ve Almanya
Türkiye’nin doğal hakkı olarak PKK kamplarına yaptığı saldırı, batı ülkelerinde tepkilere yol açtı, ancak hepsi ülkemizi eleştirirken nezaket kurallarına özen gösterdi ve meşru savunma hakkımızın olduğunu vurguladı.

Ya Almanya'nın tepkisi? 
Almanya ise küstahça ülkemizi tehdit etti. Başta Dış İşleri Bakanı Walter Steinmeler olmak üzere. Ayrıntılara şimdilik girmeyelim.

Alman medyası PKK'nın IŞİD'e karşı peşmerge ve Suriyeli Kürtlerle hareket etmesinden övgü ile bahsederken, Merkel'in koalisyon ortağı  SPD Yeşiller ve sol partili birçok politikacı PKK kendini değiştirdi, terör listesinden çıkarılmalı şeklinde görüş belirtti. Hristiyan birlik partilerinin dış politika sözcüsü PKK'nın Suriye'deki başarılarını övdü. Almanya'nın en önemli gazetelerinden Die Tageszeitung 'PKK Almanya'nın bir parçasıdır' manşetini kullandı.

Sonuç ve görüş 
Almanlar kendilerinden başka kimseyi sevmezler. Kürtleri ise asla sevmezler. Almanya esir, tutsak bir ülkedir. Silahlı güce dayanan emperyal bir ülke olamazlar. Ancak teknoloji ve sanayi devi bir ülkedir. Bu nedenle çevremizdeki ülkelere Irak, İran, Azerbeycan gibi petrol zengini ülkelere ilgi duyarlar. En büyük rakipleri ise bölge ülkesi olan Türkiye’dir. Türkiye teknoloji ve sanayide şimdilik geride ise de yüksek bir potansiyeli vardır. İşte bu nedenle Kürtleri silahlandırarak Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini engellemek ve Kürtlerin ülkemizi kuşatmasını sağlamaya çalışır. Almanya, Türkiye- İran sınırında kontrolümüzde olan ulaşımı PKK'lılara engellettirdi. İran da tedbir için sınırı kapattı.

Gürbulak Kapısı sadece İran değil,Orta Asya ile de iletişim kapısıdır. Sizin BND ajanlarının doğu ve güneydoğuda ne halt ettiği biliniyor. Siz bu milleti aptal mı sanıyorsunuz?

Almanya'nın siyasetçileri PKK terör örgütünü Türk ulusuna tercih etmenizin bedelini bu coğrafyada çok ağır ödeyeceksiniz.

İklim değişikliği
İnsanlığı, doğayı ve yaşamı tehdit eden büyük tehlike. Bu tehdite karşı koyacak zamanımız hızla tükeniyor. ABD'nin Pentegona hazırlattığı raporun sonucu: durum ciddi ve şakası yok.

Obama'nın temiz enerji projesi 
Obama iklim değişikliğinin en fazla çocukları, yaşlıları, fakirleri ve kalp, akciğer hastalarını etkilediğini işaret ederken 'bizler iklim değişikliğini hisseden ilk, bu konuda birşeyler yapabilecek son nesiliz' dedi.
Temiz enerji planının ABD iklim değişikliği ile mücadelede en büyük adım olduğunu ifade ederken bazı çıkar  gruplarının plana karşı çıkabileceğini söyledi.

21. yüzyılda yeni bir mücadele alanı çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmeyen vahşi kapitalizm ile insanlık karşı karşıya,
Bu savaşta ne ırk var ne din var.  İnsanlığın var ya da yok olması savaşı.

Paris'teki iklim zirvesi
Dünya için insanlık için çocuklarımız ve torunlarımız için son şans. Paris zirvesi için bütün gelişmeleri size ileteceğim. Ülkemize gelince iklim değişikliğinin en büyük sorumlusu kömür ve biz şu anda 80 termik santral yapıyoruz. Paris Zirvesi'nde Türkiye bunun hesabını bakalım nasıl verecek?