Son yazımda Suriye'de ölenlerin ve nasıl ölürlerse ölsünler hiçbir ülkenin umurunda değil demiştim.
Bugün de bu görüşümün arkasında duruyorum. 

ABD Suriye'ye müdahale edecek mi? Kanaatimce edecektir. Ve Ortadoğu’daki destekçilerine, “merak etmeyin ben buradayım” demek zorundadır.

Görüşümüzü kanıtlamak için biraz gerilere Kafkasya'ya gidelim. Sovyetler'in dağılıp Rusya'nın henüz toparlanmadığı dönemlerde, yani ABD'nin kendini tek egemen dünya ülkesi ilan ettiği dönemlerde Kafkasya'ya ve Orta Asya'ya yöneldiği günlere bakalım.

Gürcistan'a renkli devrimlerle Mihail Saakasvili'yi iktidara getirmişti. Kolaylıkla dolduruşa gelebilen bir liderdi Mihail Saakasvili.

Nihayet ABD'nin 'arkandayım' demesi ile Osetya ve Abhazya'yı kendi ülkesine katmak istemesi sonucu Ruslar'dan çok sert tepki aldı. Rusların barış için dayattığı şartlar o kadar ağırdı ki ABD'den yardım istedi.  Ancak Condoleezza Rice, “Size yapabileceğimiz hiç bir şey yok, anlaşmaya bak” dedi. 

Gürcistan ABD'ye güvenmenin bedelini ağır ödedi. ABD'de Kafkas Bölgesi'ni kaybetti. Diğer ülkeler anladılar ki bölgedeki tek güç Rusya'dır Onunla iyi geçinmek zorundaydılar. Azerbaycan petrol ve doğalgazda yeni antlaşmalar yaparken, Ermenistan Şangay işbirliğine gözlemci olmak için başvurdu. 

İşte bu nedenlerledir ki ABD Suriye'ye müdahale edecektir ve etmek zorundadır. Aksi halde Orta Doğu ülkelerinde güvenini kaybeder. Özellikle Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde rejimler Arap milliyetçiliği karşısında birer birer devrilirler.

İşte ABD'ye savaş masrafları için körfez ülkelerinin masraflar karşılamalarının ana nedeni budur. 

ABD Dış İşleri Bakanı, Amerika halkına hitap ederken, 'tüm masrafları körfez ülkeleri karşılayacak' demiştir.

Ve en acı tarafı Müslüman ülkelerin, bir başka Müslüman ülke halkını öldürmesi için daha önceleri Irak'a yapılan müdahalede Haçlı Savaşı diyen ABD'ye para ödemesi.

Fransa neden savaş çığırtkanlığı yapıyor?
Fransa, AB'de içinde Almanya karşısında denge kurmak istiyordu. ABD ile gizli anlaşması vardı muhtemelen. Ancak Libya ve Suriye karşı çıktı. Libya'nın işini gördü. Seçimler için rüşvet aldığı sonradan saplanan Sarkozy, Libya'nın ve Kaddafi'nin devrilmesinin en ateşli savunucusu idi.

Türkiye’nin desteği ile bunu başardı, şimdi sıra Suriye'ye geldi. Ancak burada Türkiye’nin ısrarcı olması canını sıkıyor 1918'de Suriye ve Libya'yı Osmanlılar'dan aldı. 1946'da ise kaybetti. Çünkü İkinci Dünya Savaşı'ndan  çok güçsüz çıkmıştı. Bu nedenle Türkiye’nin Osmanlıcılık hayalleri Fransa'yı rahatsız ediyor. 

İşte Fransa'nın Suriye ve Lübnan müdahalesini bu kadar istekli olmasının nedeni budur. Suriye ve Lübnan'da ölenler Fransa'nın hiç mi hiç umrunda değil. Daha 60 yıl evvel Cezayir ve Çat'ta 3 milyon insanı acımasızca öldürdükleri uygar! bir ülkedir Fransa.
Japonya neden savaşa evet demek zorunda? 
Japonya İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD tarafından tutsak edilmişti. Silahlanma iradesi ABD'nin iznine bağlıdır. Dolayısı ile savunmasını ABD garanti eder. Şu anda Pasifik'te Çin ve Rusya'nın deniz kuvvetleri Pasifik'te sürekli manevralar yapıyor. Senkaku Adaları egemenlik iddiaları konusunda Çin ile ilişkiler iyice gerilemiştir. 

Japonya'nın kendisini koruması için ABD'ye ihtiyacı vardır. Oysa Ortadoğu’daki savaş tırmanırsa bundan en çok Japonya zarar görecektir. Petrolün varili 140 dolara çıkarsa, zaten 8 trilyon dolar kamu borcu olan ülke çok ciddi sıkıntılar çekebilir. Ancak ABD'nin peşinden gitmek zorundadır ve istemeye istemeye “evet” demektedir. Almanya neden şimdilik hayır diyor. Çünkü Suriye'ye yapılacak müdahalede hiç bir çıkarı yok, hatta savaş tırmanırsa bundan çok zarar görebilir. 

Almanya'da Japonya gibi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra silahlanma hakkı sınırlıdır ve ABD'nin iznine tabidir.  Bugün halen ABD'nin Almanya'da çok miktarda askeri ve askeri üssü vardır.
Bu nedenle topu NATO'ya atacaktır. 

İngiltere neden isteksiz?
İngiltere'nin Suriye ve Lübnan'da fazla bir çıkarı yoktur. Ancak savaş tırmanırsa Körfez ülkelerinde ve Irak'ta çıkarları zarar görecektir. 

İtalya neden karşı çıkıyor?
 Libya'ya saldırıda öncü olmuş ancak istediğini alamamıştır. Bu nedenle batı tarafından kendini dışlanmış hissetmektedir.

Rusya neden karşı çıkmaktadır?
Eski ABD Dış İşleri Bakanı Clinton ve Ahmet Davutoğlu'nun Suriye olaylarında yanlış stratejileri sonucu Akdeniz'e inmiş ve çok önemli bir üs elde etmiştir. Orayı terk etmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle sınırlı bir operasyona belki “evet” dese bile geniş kapsamlı bir harekete karşı çıkacaktır.

Çin neden karşıdır? 
Suriye'ye yapılacak operasyon için Çin'in biri olumlu diğeri olumsuz iki sonucu olacaktır. Savaş tırmanırsa, petrol ve doğalgaz fiyatları artar. Çin bundan fazla etkilenen ülke olur. Ancak ABD Ortadoğu’dan çekilerek Pasifik'e yönelişini geciktireceği için Çin'e ABD'nin savaş gücünü dengelemek için zaman kazanır. Ancak Çin'in karşı çıkması Şangay işbirliği örgütü ve BRICS ülkeleri olarak beraber hareket etmek konusunda kararlı olmasındandır.

İsrail nasıl bir müdahale ister? 
İsrail, Suriye'deki savaşın devamını isteyecektir. Çünkü hepsi İsrail'in düşmanı olan Müslümanların birbirlerini öldürmelerinde en karlı çıkan İsrail olacaktır. Bu nedenle Esad'ın gücünün kırılması sonucu, güçler eşitlenince savaş da devam edecektir.

Birleşmiş Milletler neden karşı çıkıyor?
Çünkü Birleşmiş Milletler örgüt dışı koalisyonların müdahalesini, Birleşmiş Milletler örgütünün varlığını ve etkinliğinin sorgulanmasına neden olacaktır.

NATO neden karşı çıkar?
NATO beşinci madde dışında ki herhangi bir savaşa girmek istemiyor. Ancak Esad veya muhalefeti  Türkiye'ye bir füze atarsa bunu savaş nedeni sayacaktır. Ancak Rusya'nın taraf olacağı bir savaşı göze alamayacaktır.

Türkiye neden savaş istiyor?
Bu savaştan en çok zarar gören Türkiye'dir. Savaş genişlerse en çok zarar gören yine ülkemiz olacaktır. Türkiye, Arap dünyasını tamamen kaybedecektir. İran ilişkileri Rusya ile ilişkiler  zarar görecektir. Sanayisi turizm sektörü zarar görecektir. 

Bu savaşın nedenini Sayın Başbakan'ın Emevi Camisi'nde namaz kılmak isteği ile en uçuk milletvekillerinin Şam'da kahve içme isteğiyle de açıklayamayız.

Sonuç: Suriye'de ölenlerin hiç bir ülke için önemi yok. Her ülke kendi ulusal çıkarlarına göre pozisyon alıyor. TÜRKİYE HARİÇ.