26 Temmuz 2013
Lozan

Ben bu yazıyı yazarken takvim 24 Temmuz 2013'u gösteriyordu. Lozan Antlaşması'nın 90'ıncı yıldönümü. 

Tarihçiler ve siyaset adamları tarafından Lozan tarihe 1'nci emperyalist döneminin sonu olarak yorumlanıyordu. Başta Hindistan olmak üzere pek çok tutsak ülke Lozan'dan esinlenerek emperyal efendilerinden, onların boyunduruğundan kurtulma iradesi gösteriyor, bağımsızlık savaşları tüm dünyaya yayılıyordu.

M. Kemal ve arkadaşlarının başta İsmet İnönü olmak üzere Lozan Konferansı'nda Kurtuluş Savaşı kadar zor belki ondan da zor bir süreç yaşıyor. Önlerine konulan barikatları birer birer yıkıyorlardı.

Bu antlaşmayı en görkemli kutlaması gereken il neresi olmalıydı? Tabi ki İzmir olmalıydı. Öncülüğünü kim yapmalıydı? Tabi ki Atatürk ve İnönü'nün partisi CHP olmalıydı. Gelin görün ki İzmir'de sadece ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği)'ni görüyoruz. Sadece Urla ve Güzelbahçe’de. Ben her ikisine de katıldım ve hayal kırıklığına uğradım. Urla ADD Başkanı ve Güzelbahçe ADD Başkanının tüm gayretlerine karşın ikisine de toplam 200 kişi katılmıştı. 

Oysa bu günlerde Lozan'a ve Lozan'ın kazanımlarına en yoğun saldırıların yapıldığı süreci yaşıyoruz. Artık Lozan'da çizilen sınırlarımızda tehdit altında. Güneydoğu'yu Türkiye’den koparmayı hedefleyen bir yapı hızla oluşuyor. Diğer taraftan ekonomisi çökmüş Yunanistan, ülkemize ait olarak belirlenmiş adaları birer birer işgal ediyor. 

Ne iktidardan ne de muhalefetten ses çıkmıyor. Bu saldırılara karşın savaşacak ulusal irade ise, iktidar tarafından terörist kapsamına alınırken Y. CHP ulusalcılara karşı dışlama kampanyasında.

Bursa yeni CHP milletvekili, BDP milletvekilinin elini kaldırarak, yeni kurulan güneydoğudaki yapıyı adeta kutluyor. O partilere de hak veriyorum. AKP'nin zaten Lozanla hiç ilgisi yok. CHP ise sadece yerel yönetimlere yoğunlaşmış durumda. Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği seçimleri varken adaylık seçimleri devam ederken, Lozanla uğraşacak değiller ya. 

Bir saldırı da Ermenistan'dan geldi. Ermenistan başsavcısı Aghvan Hoysegyan Türkiye ve Ermenistan sınırının yasal olarak belirlenmediğini ve kaybedilen Ermeni topraklarının iade edilmesi gerektiği yönünde beyanat verdi. (Eriwanda 5-6 Temmuz 2013 tarihli Pan Ermeni Avukatlar Kongresi açılışında) Böylece Lozan hukuken de ilk kez saldırıya uğradı. 

Bugün yazımızı çok önemsediğim Lozan'a ayırdım. 

Ancak ülkemizi ilgilendiren çok önemli gelişmelerde oluyor. Örneğin, G20 Zirvesi'nde daha önce yapılan G7 toplantılarında devletlerle küresel şirketlerin kavgasına tanık oluyoruz. Küresel şirketler (küresel çeteler) yoksul ülkeleri soyup soğana çevirdikten sonra devletleri de soymaya başlayınca kıyamet kopuyor. Okyanusya Adaları'nda onlarca trilyonluk hesaplar etrafa saçılmaya başladı. 

Türkiye'de analizciler bu savaşın sırlarını çözerlerse, kurulacak yeni dünya düzeninde çok önemli fırsatlar yakalayabilir. Bu analizi Gözlem'de yapacağım.

ABD Büyükelçisi önce Diyarbakır'ı teftiş etti. Sonra  Ağrı Dağı'na zirveye tırmandı. ABD'nin Ağrı Dağı'na merakı öteden beri var. 

Önümüzdeki yazımızda;
-ABD'nin Ağrı Dağı merakı ve Nuh'un gemisi efsanesi, Kaptan Kusto neden Müslüman olduğunun yayıldığı, ölünce ise Katolik Klisesi'nden kaldırıldığını,
-Atlantis'i Karadeniz'de olduğu iddiaları sonucu Atlantis'i aramaya gelen araştırma gemilerinin Karadeniz'de ne yaptığı,
-Osmanlılık hevesini hangi ABD'linin gündeme getirdiğini inceleyerek yakın tarihimizde bir gezinti yapacağız. Şayet çok önemli uluslararası bir gelişme olmazsa.